Mora Dergisi/ BURSA İGFA
Otizm spektrum bozukluğu ya da kısaca otizmin kişinin çevreyle bağlantı kurmasını ve sosyalleşmesini engelleyen bir gelişim bozukluğu olduğunu belirten Bütünsel Yaşam Koçu, Manevi Danışmanlık ve Kişisel Gelişim Uzmanı Kübra Demirbağ, “Bu bireyler sözel ve davranışsal uyum sağlayamazlar. topluma. Otizm çocuklukta başlar ve ömür boyu sürer. Otizmli bireyler tekrarlayan davranış kalıplarına sahiptir ve bu kalıpların dışına çıkamazlar. Bu bireyler okul ve iş hayatında zorluklar yaşamaktadırlar. Hastalığın nedeni tam olarak anlaşılamasa da genetik faktörler suçlanıyor. Otizmin ailelerin sosyoekonomik ve sosyokültürel yapısıyla hiçbir ilgisi yoktur. “Bu, ailelerin çocuklarına yeterli bakımı verip vermemesine bağlı değil” dedi.
RÜYA ALANI
Otizmli bebeklerin belirgin özelliklerini sıralayan Demirbağ, “Göz teması kurmamak, uyaranlara ve isimlerine tepki vermemek, ebeveynlerine veya bakıcılarına karşı kayıtsız kalmak. Bunlar otizmin ilk belirtileridir. Otizmli daha büyük çocuklar normal zekaya sahiptir ancak düşük zeka özellikleri gösterirler. Bildiklerini günlük hayatta uygulayamazlar. Bağlantı kuramıyor ve sosyal hayata uyum sağlayamıyorlar. Tekrarlayan konuşmaları, etrafta dolaşmayı ve yalnız oynamayı severler. Sarılma gibi yakın temaslardan hoşlanmazlar. İsimleri söylendiğinde tepki vermezler. Kendi rutin davranış tarzları vardır ve değişiklikten hoşlanmazlar. El çırpma, dönme, sallanma gibi hareketler yaparlar. Birisi onlarla konuşurken dinleseler bile ilgisiz görünüyorlar veya dinlemiyorlar. Arkadaş edinemezler, kursalar bile bir süre sonra arkadaşları onlardan uzaklaşacaktır. İhtiyaçlarını karşılayan bireylere ihtiyaçlarını sözlü olarak anlatmak yerine, kolunu çekerek anlatmaya çalışırlar. Otizmli çocuklar kendi dünyalarında ve hayallerinde yaşarlar. Nesneleri ellerinde tutmayı severler. Sesten, ışıktan, kokudan rahatsız oluyorlar, tepki verebiliyorlar” dedi.
DUYGUSAL DAVRANIŞ
Bütünsel Yaşam Koçu, Manevi Danışmanlık ve Kişisel Gelişim Uzmanı Kübra Demirbağ, sözlerini şöyle tamamladı: “Çocukların konuşması gereken zamanda konuşamaması otizmin ilk belirtilerinden biri olabilir. Ancak geç konuşan her çocukta otizm görülmez. Ergenlik döneminde duygusal ve davranışsal sorunlar daha belirgin hale gelir. Otizmi teşhis edecek herhangi bir laboratuvar veya görüntüleme testi yoktur. Bir diğer yanlış ve yaygın inanış da otizmli çocukların çok zeki olduklarıdır. Bu doğru değil; normal zekaya sahip olsalar bile bu zekayı kullanma kapasiteleri sınırlıdır. İki yaşına kadar olan bebeklerde otizme ilişkin yukarıda belirtilen belirtiler görülüyorsa tıbbi destek aranmalıdır. Otizm spektrum bozukluğunu tamamen ortadan kaldıracak bir tedavi yoktur. Özel eğitim programlarıyla bu çocukların becerileri artırılarak topluma kazandırılmaya çalışılmaktadır. Otizm belirtileri olan kişilerin tedavi için bir yaşam koçuna, bireysel gelişim uzmanına, psikologa ya da psikiyatriste götürülmesi gerekmektedir. “
